Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
- Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
- Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
Fadil has returned to the construction site to finish all the job there.
- Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.
It'll take a long time for me to finish this.
- Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
Tom is always sleeping in class. It almost seems like he goes to school just to catch up on his sleep.
- Tom her zaman sınıfta uyuyor. Neredeyse o sadece uykusunu tamamlamak için okula gidiyor gibi görünüyor.
Let's complete this picture quickly.
- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
All is completed with this.
- Hepsi bununla tamamlandı.
I intend to carry this project through to completion.
- Bu projeyi tamamlamak niyetindeyim.
He had a share in completing the job.
- O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
- Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
He had a share in completing the job.
- O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
I'm not completing your assignments.
- Ben senin ödevlerini tamamlamıyorum.
I completed the university course comfortably.
- Üniversite sürecini rahatlıkla tamamladım.
Tom completed the mission.
- Tom misyonunu tamamladı.
It'll take a long time for me to finish this.
- Bunu tamamlamak çok zamanımı alacak.
Tom never finishes anything.
- Tom asla hiçbir şeyi tamamlamaz.