Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
- I'm not really a talkative person. It's just that I have a lot of things to tell you.
George oldukça gevezedir.
- George is quite talkative.
İkinci bardak şaraptan sonra Tom konuşkan oldu.
- After the second glass of wine, Tom became talkative.
Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.
- Neither Tom nor Mary was in a talkative mood.