Senin övüngen masallarını dinlemekten bıktım.
- I'm tired of hearing your boastful tales.
Çocuklar peri masallarını severler.
- Children like fairy tales.
Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi.
- Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.
Ben peri masallarına inanmıyorum.
- I don't believe in fairy tales.
Bu çok üzücü bir hikaye.
- It is a very sad tale.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
They proceeded with some rigour, these Custodiars; took written inventories, clapt-on seals, exacted everywhere strict tale and measure.
Don't listen to him, he's telling tales.
... what peco's tales as I'm so efficient as a bird I can carry this thing around on ...