Havalanmak zorundayız.
- We've got to take off.
Garip bir ses duyduğumda uçak havalanmak üzereydi.
- The plane was about to take off when I heard a strange sound.
Garip bir ses duyduğumda uçak havalanmak üzereydi.
- The plane was about to take off when I heard a strange sound.
Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.
- At the entrance of a Japanese house, visitors are generally asked to take off their shoes.
Lütfen kapıda ayakkabılarınızı çıkartın.
- Please take off your shoes at the door.
Tom tüm öğleden sonrayı havaalanında inip kalkan uçakları izleyerek geçirdi.
- Tom spent all afternoon at the airport watching the airplanes land and take off.
Bir jumbo jetin kalktığını gördüm.
- I saw a jumbo jet take off.