take a seat

listen to the pronunciation of take a seat
Английский Язык - Турецкий язык
lütfen oturun
otur
buyrun oturun
oturmak

Ben orada oturmak istiyorum. - I would like to take a seat over there.

çek bir tabure
sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

Senin yanına oturabilir miyim? - May I sit next to you?

Senin yanına oturabilir miyim? - Can I sit beside you?

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı. - I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.

Oturmak istiyor musunuz? - Do you want to sit down?

sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
Английский Язык - Английский Язык
To sit down; to become seated, to sit
take a chair, have a seat, sit down; please sit down
sit
sit down
take a seat

    Турецкое произношение

    teyk ı sit

    Произношение

    /ˈtāk ə ˈsēt/ /ˈteɪk ə ˈsiːt/

    Этимология

    [ 'tAk ] (verb.) before 12th century. Middle English, from Old English tacan, from Old Norse taka; akin to Middle Dutch taken to take.
Избранное