I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Where did you have your new suit made?
- Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?
Where did you have your new suit made?
- Yeni takım elbiseni nerede yaptırdın?
How can you afford another suit?
- Diğer takım elbiseye gücün nasıl yetebilir?
Is this tea set complete?
- Bu çay takımı tam mı?
A totally ordered set is often called a chain.
- Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir.
Our team defeated them by 5-0 at baseball.
- Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.
- Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
Tom ran into a squad of police officers armed to the teeth.
- Tom tepeden tırnağa silahlı bir takım polis memurlarıyla karşılaştı.
The match was postponed because half the squad came down with food poisoning.
- Takımın yarısının gıda zehirlenmesi geçirmesi nedeniyle maç ertelendi.
I'll need my own tools.
- Kendi takımlarıma ihtiyacım olacak.
Tom opened his toolbox.
- Tom takım kutusunu açtı.
The good team spirit in the work group is valued positively.
- Çalışma grubundaki iyi takım ruhu olumlu olarak değerlendirilir.
A combination of several mistakes led to the accident.
- Bir takım hataların birleşimi kazaya neden oldu.
Several houses were damaged in the last storm.
- Son fırtınada bir takım evler hasar gördü.
We asked Tom some questions.
- Biz Tom'a bir takım sorular sorduk.
There's a problem with the plane's landing gear.
- Uçağın iniş takımında bir sorun var.
Tom was wearing scuba gear.
- Tom dalış takımını giyiyordu.
I wish I had a tackle box as nice as yours.
- Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.
That tackle box looks a lot like mine.
- O takım çantası benimkine çok benziyor.
Where did I put my battery pack?
- Pil takımımı nereye koydum?
Tom has been a good teammate.
- Tom iyi bir takım arkadaşı olmuştur.
Tom was a great teammate.
- Tom harika bir takım arkadaşıydı.
I bought a new suit of clothes.
- Yeni bir takım elbise aldım.
The good team spirit in the work group is valued positively.
- Çalışma grubundaki iyi takım ruhu olumlu olarak değerlendirilir.
The team spirit was unbelievable, we were all in this together.
- Takım ruhu inanılmazdı, hepimiz birlikte bunun içindeydik.
1. Pencerelerin arkasında silme yıldız bir temmuz gecesi, takım taklavatıyla, görkemli bir donanma şenliği gibi kuruluyor.- A. İlhan.
2. İşe giderken takım taklavat dolu valizimizi tramvaya alırlar mı diye korka korka sorduk.- B. R. Eyuboğlu.