Unmoving.
This table is made from wood.
- Bu masa tahtadan yapılmıştır.
That toy is made out of wood.
- O oyuncak tahtadan yapılmış.
A rail is a piece of metal or wood which is long and thin. For example, a train runs on rails, which is why we call it a railway train.
- Ray, metal ya da tahtadan yapılmış ince ve uzun bir şeydir. Örneğin, trenler ray üzerinde gider, bu yüzden ona demir yolu treni diyoruz.
This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
I'd like to buy a wooden spoon.
- Ben bir tahta kaşık almak istiyorum.
He carved me a wooden doll.
- Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
The fisherman saved himself by means of a floating board.
- Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
Tom pulled the darts out of the board.
- Tom dartları tahtadan çekti.
Compare your translation with the one on the blackboard.
- Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Blackboards are not always black.
- Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.
Tom is boarding up the windows.
- Tom pencereleri tahta çakarak kapatıyor.
Stick a notice on the board.
- Tahtaya bir not yapıştır.