tahminimce

listen to the pronunciation of tahminimce
Турецкий язык - Английский Язык
in my estimation
tahmin
{i} estimation
tahmin
prediction

Tom's prediction was correct. - Tom'un tahmini doğruydu.

To our surprise, her prediction came true. - Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.

tahmin
forecast

According to the weather forecast, it will snow tomorrow. - Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.

According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa. - Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.

tahmin
estimate

Steel production reached an estimated 100 million tons last year. - Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.

Steel production is estimated to reach 100 million tons this year. - Çelik üretiminin bu yıl 100 milyon tona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

tahmin
{i} guess

You will have guessed its meaning by the end of the chapter. - Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

Your guess is quite wrong. - Tahminin oldukça yanlış.

tahmin
presupposition
tahmin
guess; conjecture; surmisal
tahmin
shot
tahmin
judgement [Brit.]
tahmin
speculation

I don't engage in idle speculation. - Ben başıboş tahminle meşgul olmam.

tahmin
peradventure
tahmin
{i} projection
tahmin
assumption
tahmin
calculate
tahmin
speculate

As to what happened there, one can only speculate. - Orada ne olduğuna gelince sadece tahmin edebiliriz.

tahmin
(Ticaret) expectations
tahmin
judgement
tahmin
presume

The picture is presumed to have been painted by Picasso. - Resmin Picasso tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

Sami presumed that Layla was out of the country. - Sami, Leyla'nın ülke dışında olduğunu tahmin ediyordu.

tahmin
supposition
tahmin
{i} forecasting

Prophets have been forecasting the end of the world for centuries. - Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

Tom does a pretty good job of forecasting the weather. - Tom, hava durumunu tahmin etmede oldukça iyi bir iş çıkarıyor.

tahmin
conjecture

There was a great deal of conjecture as to what would happen. - Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.

tahmin
appraisement
tahmin
anticipation

I can't stand the anticipation. - Ben tahmin etmeye katlanamam.

tahmin
appraisal
tahmin
guesswork
tahmin
prediction of
tahmin
{i} prognosis
tahmin
projected to
tahmin
predicts
tahmin
outlook
tahmin
prognostication
tahmin
divination
tahmin
presumption
tahmin
estimation, judging, reckoning; forecasting, prediction
tahmin
guess, estimate, prediction, conjecture, forecast, presumption, supposition
tahmin
prophecy
tahmin
calculation

Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus. - Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.

tahmin
surmise
tahmin
judgment
tahmin
approximation
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tahminimce в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tahmin
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama: "Ancak yirmi beş yaşlarında tahmin olunabilirdi."- Ö. Seyfettin
TAHMİN
(Osmanlı Dönemi) (Hamn. dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek. İhtimallere dayanan düşünce. Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek
Tahmin
kestirim
tahmin
Yaklaşık olarak değerlendirme, oranlama
tahmin
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme. Önceden kestirilen, düşünülen şey
tahmin
Akla, sezgiye veya bazı verilere dayanarak gelecek bir şeyi, olayı kestirme
tahmin
Önceden kestirilen, düşünülen şey
tahminimce
Избранное