Aklında ne olduğunu her zaman söylemek zorunda değilsin; bazen ortama göre davranma tarafsızlığı bastırır.
- You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor.
Taktiklerimizi değiştirmek zorunda kaldık.
- We were forced to change our tactics.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
- She did not believe that I understood her tactics.
Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
- The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
It was tactless of you not to attend your sister's wedding.