Taktiklerimizi değiştirmek zorunda kaldık.
- We were forced to change our tactics.
Fadıl, Dania'yı kontrol etmek için her zaman kalpsiz korkutma taktiklerini kullandı.
- Fadil always used his heartless scare tactics to control Dania.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
- She did not believe that I understood her tactics.
Taktiklerimizi değiştirmek zorunda kaldık.
- We were forced to change our tactics.
There were terrible allegations against her of fraud and standover tactics.