tacizci

listen to the pronunciation of tacizci
Турецкий язык - Английский Язык
(Argo) Stalker

Facebook Stalker.

molester

Nobody knew that Tom was a dangerous child molester. - Hiç kimse Tom'un tehlikeli bir çocuk tacizcisi olduğunu bilmiyordu.

Sami was a serial molester. - Sami seri bir tacizciydi.

abusive

Dan talked about his abusive father. - Dan tacizci babası hakkında konuştu.

taciz
abuse

They verbally abused me. - Onlar beni sözlü olarak taciz ettiler.

They verbally abused Tom. - Onlar sözlü olarak Tom'u taciz ettiler.

taciz
{i} molestation

Tom was a victim of molestation as a child. - Tom çocukken bir taciz kurbanıydı.

taciz
disturbing
taciz
discommode
taciz
harass

No, he didn't harass me. - Hayır, o beni taciz etmedi.

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

taciz
imposition
taciz
power harassment
taciz
harrassed
taciz
harasses
cinsel tacizci
molester
taciz
annoyance, disturbing, harassment
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tacizci в Турецкий язык Турецкий язык словарь

TACİZ
(Hukuk) Rahatsızlık verme; rahatsız etme, tedirgin etme
taciz
Tedirgin etme, canını sıkma: "Onun ulumasından gece gündüz taciz olan köy halkı..."- Ö. Seyfettin
taciz
Tedirgin etme
taciz
Tedirgin etme, canını sıkma
tâciz
(Osmanlı Dönemi) huzursuz etmek, sıkıntı vermek, rahatsız etmek, canını sıkmak; âciz etmek, âciz görmek
tacizci
Избранное