tabure

listen to the pronunciation of tabure
Турецкий язык - Английский Язык
stool

Tom was sitting at the bar three stools away from Mary. - Tom barda Mary'den üç tabure ötede oturuyordu.

If you stand on this stool, you can reach the top of the closet. - Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.

taboret
tabouret
footstool; ottoman
footstool
stool; footstool
stool (e.g. piano stool, barstool)
hocker
footrest
stools

Tom sat down on one of the stools. - Tom taburelerden birine oturdu.

Tom was sitting at the bar three stools away from Mary. - Tom barda Mary'den üç tabure ötede oturuyordu.

çek bir tabure
pull up a chair
çek bir tabure
have a chair
çek bir tabure
take a seat
çek bir tabure
have a seat
Турецкий язык - Турецкий язык
Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle
Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle: "Kapkara kesilmiş meşe ağacından masalar, tabureler, yer iskemleleri dolu idi."- S. F. Abasıyanık
sekmen
kopo
kotete
kulu
tabure
Избранное