Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Whose paintings are these?
- Bunlar kimin tabloları?
John laid claim to the painting.
- John tabloyu sahiplendi.
He learnt the periodic table by heart just for fun.
- O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi.
Mayuko wiped a table with a cloth.
- Mayuko tabloyu bir bezle sildi.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
The chart illustrates how the body works.
- Tablo vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
He painted that picture a while ago.
- O tabloyu bir süre önce yaptı.
Every day you should at least listen to a short song, read a good poem, look at a beautiful picture, and, if possible, say several intelligent words.
- Her gün en azından kısa bir şarkıyı dinlemelisin, iyi bir şiir okumalısın, güzel bir tabloya bakmalısın ve mümkünse, birkaç zeki sözler söylemelisin.
I'm not wiping your tables.
- Ben senin tablolarını silmiyorum.
I just cleaned all the tables.
- Az önce tüm tabloları temizledim.