Tom died with a gun in his hand.
- Tom elinde bir tabanca ile öldü.
Tom armed himself with a gun and a knife.
- Tom bir tabanca ve bir bıçakla kendini silahlandırdı.
Tom told me to load my pistol.
- Tom bana tabancamı doldurmamı söyledi.
Tom aimed his pistol at the target.
- Tom tabancasıyla hedefe nişan aldı.
The police officer drew his revolver.
- Polis tabancasını çekti.
Tom shot at Mary with a revolver.
- Tom bir tabancayla Mary'ye ateş etti.
Layla's only defense against the dingos was a handgun.
- Leyla'nın dingolara karşı tek savunması bir tabancaydı.
Fadil purchased a handgun.
- Fadıl bir tabanca satın aldı.