If not for the ozone layer, we would be in imminent danger.
- Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.
Storms have abraded the outer layer of paint.
- Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
Tom is middle class, isn't he?
- Tom orta tabaka, değil mi?
The people living here belong to the upper class.
- Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
The flood deposited a layer of mud.
- Sel bir çamur tabakası oluşturdu.