We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
Tom struggled to climb to the top.
- Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.
The King's son wanted to climb up to her, and looked for the door of the tower, but none was to be found.
- Kralın oğlu ona tırmanmak istedi ve kulenin kapısını aradı ama hiçbiri bulunmadı.
This mountain is difficult to climb.
- Bu dağa tırmanmak zordur.
It is dangerous to climb that mountain.
- O dağa tırmanmak tehlikelidir.
I've never climbed Mt. Fuji.
- Mt.Fuji'ye asla tırmanmadım.
We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
I like climbing mountains.
- Ben dağlara tırmanmayı severim.
After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
- Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
I scaled Mt. Fuji three times.
- Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.
We'd like to climb that mountain.
- Şu dağa tırmanmak istiyoruz.
I've climbed Mt. Fuji twice.
- Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
John would often go mountain climbing when he was a student.
- John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.
Tom tried climbing the tall tree.
- Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.