tıkanmış

listen to the pronunciation of tıkanmış
Турецкий язык - Английский Язык
stuffy
choked
jammed

The roads are jammed with cars. - Sokaklar arabalarla tıkanmış.

jammed with
engorged
stuffed

My nose is really stuffed, so I can't smell anything coming from the kitchen. - Burnum gerçekten tıkanmış, bu yüzden mutfaktan gelen herhangi bir şeyin kokusunu alamıyorum.

foul
tight
stoppered
clogged

The drain is clogged again. - Kanalizasyon tekrar tıkanmış.

The machine was clogged with grease. - Makine, yağdan tıkanmış.

obstructed
congested

The expressway was congested with thousands of cars. - Otoban binlerce arabayla tıkanmıştı.

clogged up
tıkanmış yeri açmak
unstop
tıka
{f} stopper
tıka
block up
tıka
{f} stoppering
tıka
{f} plug

We must find something to plug up this hole. - Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.

The bathroom sink is plugged. - Banyo lavabosu tıkalı.

tıka
choke up
tıka
stop up
tıka
{f} chock
tıka
{f} stoppered
tıka
{f} block

Not only my nose is blocked but also my temperature is high. - Sadece burnum tıkanmadı fakat aynı zamanda ateşim yüksek.

The street is blocked because of the demonstration. - Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı.

tıka
bung up
kısmen tıkanmış
semi-clogged
lavabo tıkanmış
The sink is clogged
tampon ile tıkanmış
tamponed
tuvalet tıkanmış
The toilet is clogged
tıka
stopup
tıka
oppilate
Турецкий язык - Турецкий язык
tıkanık
tıka
Tuğla kiremit gibi şeyler yapmaya yarayan kil
tıkanmış
Избранное