türünden

listen to the pronunciation of türünden
Турецкий язык - Английский Язык
on the order of
Approximately
approximately, about
tür
Type

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

I don't like this type of house. - Bu tür evi sevmiyorum.

tür
kind

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

What kind of music do you like? - Ne tür müzik seversin?

tür
sort

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

tür
species

Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there. - Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

There are 340 species of hummingbirds. - Sinekkuşlarının 340 türü vardır.

tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

My brother listens to a music genre called ambient. - Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.

Science fiction is a highly imaginative genre. - Bilim kurgu son derece yaratıcı bir türe sahiptir.

esans türünden
essential
tür
subspecies
fiil türünden
(Dilbilim) verbal
mucize türünden
miraculous
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

All forms of life have an instinctive urge to survive. - Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.

tür
order

Turkish has a different word order. - Türkçe'nin farklı bir sözcük sırası var.

When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it. - Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

Turkey produces a lot of minerals. - Türkiye birçok mineral üretir.

A Turkish soft G and a Spanish H eloped and had lots of completely silent children together. - Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

What sort of play is it? - O, ne tür bir oyundur?

What sort of person would do that kind of thing? - O tür şeyi ne tip insan yapardı?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
ağır suç türünden
flagitious
baratarya türünden olan
barratrous
bezelye türünden tane
pea
buğday türünden
frumentaceous
böbrek taşı türünden
calculous
dolambaçlı söz türünden
circumlocutory
dua türünden
invocatory
düzeltme türünden
emendatory
engerek türünden
viperine
geçici önlem türünden
makeshift
guatr türünden
strumous
iftira türünden
calumnious
içki alemi türünden
bacchanalian
içki alemi türünden
Bacchant
kanun türünden bir çalgı
cither
kanıt türünden
argumentative
kefaret türünden
expiatory
kertenkele türünden
saurian
kertenkele türünden hayvan
saurian
keşif türünden
exploratory
keşif türünden
explorative
kolik türünden
colicky
kompliman türünden
complimentary
mezgit türünden bir balık
pout
opera türünden
operatic
ortaç türünden
participial
pisibalığı türünden bir balık
dab
putperestlik türünden
idolatrous
sarmaşık türünden
creeping
soru türünden
interrogatory
spanyel türünden bir av köpeği
springer spaniel
spanyel türünden bir av köpeği
springer
süngertaşı türünden
tufaceous
sıraca türünden
strumous
timsah türünden hayvan
saurian
tür
race
tür
persuasion
tür
class

She can play all kinds of instruments, classical or folk. - O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates. - Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

yergi türünden
satirical
yunus balığı türünden balık
dolphin
yıldızçiçeği türünden çiçek
pompon
çiçek hastalığı türünden hastalık
pox
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение türünden в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm
türünden
Избранное