tümleştirme

listen to the pronunciation of tümleştirme
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar,Matematik) integration
(Bilgisayar) merge
tüm
all

All the other languages are easier than Uighur. - Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.

All the flowers in the garden are yellow. - Bahçedeki tüm çiçekler sarı.

tüm
whole

It was a victory for the whole country when he finished first in the race. - O, yarışı birinci bitirdiğinde, tüm ülke için bir zaferdi.

The whole population of New Zealand is 3,410,000, and one seventh of it are the Maori people. - Yeni Zelanda'nın tüm nüfusu 3.410.000 olup, bunun yedide biri Maori halkıdır.

tüm
{s} entire

The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy. - Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.

We spent the entire day on the beach. - Tüm günü plajda geçirdik.

tüm
overall
tüm
utter
tüm
aggregate
tüm
(Bilgisayar) more

All I wanted was a little more attention. - Tüm istediğim biraz daha dikkatti.

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth. - Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

tüm
the whole of
tüm
absolute

I ate absolutely nothing the whole day. - Tüm gün katiyen bir şey yemedim.

I require absolute loyalty of my employees. - Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.

tüm
total

Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote. - Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.

tüm
entirety
tüm
of all

Out of all the attributes of the gods, the one I find most pitiable is their inability to commit suicide. - Tanrıların tüm niteliklerinden acınacak bulduğum, onların intihar etme yeteneksizlikleridir.

80% of all English words come from other languages. - Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.

tüm
the whole of; whole, all; entire; total, absolute
tüm
all of, all: tüm bunlar all of these
tüm
clear

The DNA test cleared him of all charges. - DNA testi onu tüm suçlamalardan kurtardı.

He was cleared of all charges and released yesterday. - Dün tüm suçlamalardan aklandı ve serbest bırakıldı.

tüm
full complement
tüm
pan

When Tom was little he was clumsy and would fall often. All his pants would have knee patches. - Tom küçükken hantaldı ve sık sık düşerdi. Tüm pantolonlarının diz yamaları olurdu.

About 250 million years ago, all the continents we see today were one big supercontinent called Pangaea. - Yaklaşık 250 milyon yıl önce, bugün gördüğümüz tüm kıtalar Pangaea denilen büyük bir süperkıtaydılar.

tüm
entirety, whole, sum total
tüm
full

The banquet was in full swing. - Ziyafete tüm hızıyla devam edildi.

I will accept full responsibility for this. - Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.

tüm
totality
tüm
completely

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

A person cannot understand another person completely. - Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.

tüm
(Hukuk) integral
tüm
undivided

May I have your undivided attention? - Tüm dikkatini alabilir miyim?

tüm
all over the

Our branches extend all over the country. - Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.

She traveled all over the world. - O, tüm dünyayı gezdi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tümleştirme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Tüm
tümbek
tüm
Tümen sözcüğünün kısaltması
tüm
Tepe, tümsek
tüm
Sarmısak
tüm
Bir şeyin bütünü, tamamı
tüm
Bir şeyin olancası, bütünü, topu, tamamı
tümleştirme
Избранное