Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
- I need to configure this server with an appropriate firewall system.
Düzeni değiştirmek için çalışalım.
- Let's try to change the system.
Düzeni değiştirmemiz gerekiyor.
- We need to change the system.
Sistemik hastalıklar tüm organizmayı etkilerler.
- Systemic diseases are those that affect the entire organism.
Ben sistematik bir yöntemi tercih ederim.
- I prefer a systematic method.
Şirketimiz, tüm Japonya'da konuşlanan, iyi organize edilmiş 200 satış ofisi ağına sahiptir.
- Our company has a well organized system of 200 sales offices, located all over Japan.
Ağacın kök sistemi otuz metre boyunca uzanır.
- The tree's root system stretches over thirty meters.
Sistem yapısı hakkında daha fazla bilgi, özellikler bölümünde mevcuttur.
- More information on the system structure is available in the Features section.
Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
- Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
Modern iletişim ve ulaşım sistemleri sayesinde dünya küçülüyor.
- Because of modern communication and transportation systems, the world is getting smaller.
Bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir.
- The elevators in a skyscraper are vital systems.
The Python language's huge object library includes a full set of features for systems programming. — viewed 13 Feb. 2005.
... for people in the shelter, and how to activate the system for ...
... people what kind of health treatment they can receive, taking over the health care system ...