Ben karanlıkta lamba anahtarını hissettim.
- I felt for the light switch in the dark.
Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
- He was feeling for the light switch in the dark.
Neden işleri değiştirmek istiyorsun?
- Why do you want to switch jobs?
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
- Maybe we should switch jobs.
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Wolfgang Almancaya geçti.
- Wolfgang switched to German.
Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.
- After talking to Tom for a few minutes, it became obvious that his French wasn't very good, so Mary switched to English.
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
Tom ve Mary yer değiştirdiler.
- Tom and Mary switched places.
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Switch the light on.
... that displays a series of digital light switches. Using the Android@Home framework, this tablet ...
... who, broke into the Greek telecom switches, turned on the lawful intercept capability, ...