Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
- He was feeling for the light switch in the dark.
Lucy ışık anahtarını açtı.
- Lucy turned on the light switch.
Neden işleri değiştirmek istiyorsun?
- Why do you want to switch jobs?
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Tom'la birkaç dakika konuştuktan sonra onun Fransızcasının çok iyi olmadığı belli oldu, bu yüzden Mary İngilizceye geçti.
- After talking to Tom for a few minutes, it became obvious that his French wasn't very good, so Mary switched to English.
Tom İngilizceye geçti.
- Tom switched to English.
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
- Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
Tom ve Mary yer değiştirdiler.
- Tom and Mary switched places.
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Switch the light on.