He is thirsty for fame.
- O, şöhrete susamıştır.
Some kinds of food make us thirsty.
- Kimi yiyecekler bizleri susatırlar.
Our people thirst for independence.
- Halkımız bağımsızlığa susamıştır.
We drown in information but thirst for knowledge.
- Bilgi içinde boğulduk ama bilgiye susadık.