superlative of well

listen to the pronunciation of superlative of well
Английский Язык - Турецкий язык

Определение superlative of well в Английский Язык Турецкий язык словарь

best
{i} en iyisi

İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir. - Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.

Bizim restoran en iyisidir. - Our restaurant is the best.

best
feriştah
best
ekstra
best
yapabileceğinin en iyisi

Sadece yapabileceğinin en iyisini yap. - Just do the best you can.

Yapabileceğinin en iyisini yaptın. - You've done the best you can do.

best
en iyi taraf/yan/kısım
best
en
best
en çok

O en çok seyahat etmekten hoşlanır. - She likes traveling best of all.

En çok bu kitabı seviyorum. - I like this book best.

best
{s} en iyi

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir. - In my opinion, German is the best language in the world.

best
en iyi şekilde

Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim. - I translated the poem the best I could.

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi. - He made the best of the opportunity.

best
{f} yenmek
best
{s} (good ve well'in enüstünlük derecesi) en iyi, en hoş, en uygun
best
{f} hakkından gelmek, yenmek; baskın çıkmak, geçmek
best
{s} birinci sınıf
best
{f} geçmek

Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to pass the examination.

Sizinle temasa geçmek için en iyi yol hangisidir? - What's the best way to contact you?

best
{f} alt etmek
best
baskın çıkmak
Английский Язык - Английский Язык
best
superlative of well

    Расстановка переносов

    su·per·la·tive of well

    Турецкое произношение

    sûpırlıtîv ıv wel

    Произношение

    /so͝oˈpərlətəv əv ˈwel/ /sʊˈpɜrlətɪv əv ˈwɛl/
Избранное