Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
- You must not take advantage of her innocence.
O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
- He took advantage of the opportunity to visit the museum.
Bu teknolojinin avantajı nedir?
- What is the advantage to this technology?
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
- She often takes advantage of his ignorance.
Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
- He saw no advantage in waiting any longer.
Yürüyüşe çıkmak için tatilden istifade edelim.
- Let's take advantage of the vacation to go on a hike.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
- John took advantage of Bill's weakness.
Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
- They tried very hard to gain an advantage over one another.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
- But I had another advantage in it.