sunu

listen to the pronunciation of sunu
Турецкий язык - Английский Язык
offering

I'm offering you a choice. - Sana bir seçenek sunuyorum.

The store is closing soon and is offering everything at half price. - Mağaza yakında kapanıyor ve her şeyi yarı fiyata sunuyor.

offer

Many software companies offer free versions of their products, albeit with limited functionality. - Birçok yazılım şirketi, işlevselliği sınırlı olsa da, ürünlerinin ücretsiz versiyonlarını sunuyorlar.

I'm offering you a choice. - Sana bir seçenek sunuyorum.

supply, offer
supply
sunu hizmeti katmanı
(Bilgisayar) presentation services layer
sunu ortamı
(Bilgisayar) presentation medium
sunu ve istem kuralı
(Ticaret) law of supply and demand
sunu yönetim programı
(Bilgisayar) presentation manager
sunu biçimi
(Bilgisayar) presentation format
sunu derleniyor
(Bilgisayar) packaging presentation
sunu dosyaları derleniyor
(Bilgisayar) packaging presentation files
sunu notları
(Bilgisayar) presentation notes
sunu toplantı sihirbazı
(Bilgisayar) presentation conference wizard
sunu toplantısı
(Bilgisayar) presentation conference
sunu ve istem
supply and demand arz ve talep
sunu ve istem
supply and demand
sunu şablonları
(Bilgisayar) presentation templates
sunu şablonu seç
(Bilgisayar) select presentation template
etkin sunu
(Bilgisayar) active presentation
yeni sunu
(Bilgisayar) new presentation
öz sunu
self presentation
Турецкий язык - Турецкий язык
Ön söz, takdim
Piyasaya mal çıkartma, arz
Sunulan şey. Ön söz, takdim
Sunulan şey
SUNU TAKSİR
(Hukuk) Zarar doğuran ihmal; zaar doğurucu kusur
sunu
Избранное