sufficient, adequate

listen to the pronunciation of sufficient, adequate
Английский Язык - Турецкий язык

Определение sufficient, adequate в Английский Язык Турецкий язык словарь

enough
{s} kâfi

O şimdilik kâfi gelecektir. - That will be enough for the time being.

enough
yeter

Twitter yeterince iyi değil. - Twitter is not good enough.

On bin yen yeterli mi? - Is ten thousand yen enough?

enough
{s} yeterli

Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım. - If I had enough money, I would buy that nice car.

Hepimiz için yeterli yiyecek vardı. - There was food enough for us all.

enough
yeterince

Twitter yeterince iyi değil. - Twitter is not good enough.

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

enough
elverir
enough
çıkışmak
enough
interj. yeter, bıktım
enough
yeteri kadar

Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır. - This book is easy enough for me to read.

Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu. - I had enough time, so I didn't need to hurry.

enough
bes

O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi. - She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.

Bu yiyecek yeterince besleyici değil. - This food's not nourishing enough.

enough
oddly enough işin tuhaf tarafı şu ki
enough
(İnşaat) yeterli, kafi
enough
{i} yeterli miktar

Burada yeterli miktara sahibiz. - We've got enough here.

Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır. - It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.

enough
{ü} bıktım
enough
{s} yeterli, kâfi. z. kâfi derecede
enough
I have had enough ofArtık ondan bıktım Burama kadar geldi
Английский Язык - Английский Язык
{s} enough
sufficient, adequate
Избранное