suffering or causing frost

listen to the pronunciation of suffering or causing frost
Английский Язык - Турецкий язык

Определение suffering or causing frost в Английский Язык Турецкий язык словарь

freezing
{s} donma

Suyun donma noktası nedir? - What's the freezing point of water?

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

freezing
freeze don/dondur
freezing
{f} don: prep.donarak
freezing
dondurma
freezing
dondurucu

Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı. - The match had to be called off because of the freezing weather.

O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı. - It was crazy of him to try swimming in that freezing water.

freezing
{f} dondur

Burası dondurucu soğuk. - It's freezing cold in here.

Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum. - I'm not freezing their food for them.

freezing
kıkırdama
freezing
(Pisikoloji, Ruhbilim) donup kalma
freezing
dondurarak
freezing
{f} don

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

Neredeyse donarak ölecektik. - We came dangerously close to freezing to death.

freezing
{s} çok soğuk

Burada dışarısı çok soğuk. - It's freezing out here.

Burada hava çok soğuk. - It's freezing in here.

freezing
{s} soğuk

O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi. - He was freezing, so he shivered with cold.

Burası dondurucu soğuk. - It's freezing cold in here.

freezing
(sıfat) dondurucu, donma, buz gibi, soğuk, çok soğuk
freezing
{i} konjelasyon
freezing
{i} donma noktası

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde. - The temperature is just above freezing.

Английский Язык - Английский Язык
freezing
suffering or causing frost

    Расстановка переносов

    suf·fer·ing or caus·ing frost

    Турецкое произношение

    sʌfrîng ır kôzîng frôst

    Произношение

    /ˈsəfrəɴɢ ər ˈkôzəɴɢ ˈfrôst/ /ˈsʌfrɪŋ ɜr ˈkɔːzɪŋ ˈfrɔːst/
Избранное