Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly rain began to fall.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Neden ansızın dün öğleden sonra gittin?
- Why did you suddenly leave yesterday afternoon?
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Tom birden bire çok meşgul oldu.
- Tom suddenly became very busy.
Birden bire ne olduğunu fark ettim.
- I suddenly realized what was happening.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- It suddenly started raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Suddenly, something unexpected happened.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
- Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- All of a sudden, it began raining.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Birdenbire gökyüzü karardı.
- All of a sudden the sky became dark.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
- When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.
- Suddenly, something unexpected happened.
Suddenly, the heavens opened and we all got drenched.
I cannot understand why he left so suddenly.
- I can't understand why he left so suddenly.
All of sudden all the lights went out.
- Suddenly all the lights went out.
The sudden drop in temperature left everyone cold and confused.
... but Tim a nobody buys it but the drugs the whole company down market suddenly ...
... suddenly shifted everything for the world of athletics. ...