suchtgift

listen to the pronunciation of suchtgift
Английский Язык - Турецкий язык

Определение suchtgift в Английский Язык Турецкий язык словарь

drug
{i} ilaç

Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor. - Doctors suggest drugs to fight diseases.

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor. - The elderly man takes strong drugs for his heart.

drug
{f} ilaçla uyuşturmak
drug
ecza

Eczane yolun sonunda. - The drugstore is at the end of this road.

En yakın eczane nerede? - Where's the nearest drugstore?

drug
(Mekanik) alt derece
drug
uyuşturucu madde

Alman çobanlar uyuşturucu maddeleri ortaya çıkarmada iyidir. - German Shepherds are good at sniffing out drugs.

Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı. - The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.

addictive drug
(Pisikoloji, Ruhbilim) alışkanlık yapıcı madde
addictive drug
bağımlılık yapan ilaç
addictive drug
(Tıp) bağımlılık yapan madde
drug
zararlı ilâç vermek
drug
{i} narkotik
drug
{f} uyuşturucu vermek
drug
{f} (yiyeceğe/içeceğe) uyuşturucu ilaç katmak
drug
{f} ilaç vermek
drug
(Tıp) İlaç, ecza, drog
drug
ilâçla uyuşturmak
drug
(isim) ilaç, uyuşturucu madde, uyuşturucu, narkotik
drug
{i} uyuşturucu madde; hap
drug
esrar
Немецкий Язык - Английский Язык
narcotic drug
narcotic
addictive substance
addictive drug
drug
narcotic substance