Sizin yedek oyuncunuz zaten seçildi.
- Your substitute has already been picked out.
Belki bir yedek bulabiliriz.
- Perhaps we could find a substitute.
Tofu, et için bir yedek olarak kullanılabilir.
- Tofu can be used as a substitute for meat.
O sınıf, okulun ilk haftası için bir yedek öğretmene sahipti.
- That class had a substitute teacher for the first week of school.
Bir yedek öğretmen olarak iş buldum.
- I've taken a job as a substitute teacher.
Profesör Rosa'nın yerine geçen öğretmen Arjantinlidir.
- The teacher who substituted for professor Rosa is from Argentina.
Hepinizin yeni vekil öğretmeninizle tanışmanızı istiyorum.
- I want you all to meet your new substitute teacher.
Ben vekil öğretmeni sevmiyorum.
- I don't like the substitute teacher.
Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.
- It's a word I'd like to find a substitute for.
Accumulation of wealth by this route may substitute for personal saving.
I had no shallots so I substituted onion.
I had to substitute new parts for the old ones.
I had to substitute old parts with the new ones.
He was playing poorly and was substituted after twenty minutes.