Gerçekten çekici görünüyorsun.
- You really do look stunning.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
Sami bir şok silahı satın aldı.
- Sami bought a stun gun.
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Dinamit balıkçılığı resif ekosistemler için son derece tahrip edicidir.
- Dynamite fishing is extremely destructive to reef ecosystems.
Ton son derece çok bilmiş.
- Tom is extremely sophisticated.
Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.
- Tom and his brothers are extremely close.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom aşırı derecede ikna edicidir.
- Tom is extremely persuasive.
Şu elbise üstünde çok güzel görünür.
- That dress looks stunning on you.
Mary şaşırtıcı bir şekilde güzel.
- Mary is stunningly beautiful.
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Tom, aşırı gergin görünüyor.
- Tom looks extremely nervous.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Koreograf çarpıcı bir dans rutini yarattı.
- The choreographer created a stunning dance routine.
O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.
- That dress looks stunning on her.
Alice çok güzel bacaklara sahip.
- Alice has stunning legs.
Şu elbise üstünde çok güzel görünür.
- That dress looks stunning on you.
She was stunningly beautiful. I couldn't take my eyes off her.
In many European countries cattle have to be stunned before slaughtering.
That film was stunning.
That woman is stunning!.
The stunning jolt from the Tazer gun made the criminal stop fleeing.