Japonca çalışmaya başlayalı kırk yıl oldu.
- It is forty years since I began studying Japanese.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
- In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.
Zamanımın çoğunu Fransızca çalışarak geçirdim.
- I spent a lot of my time studying French.
Evde İngilizce çalışıyorum.
- I'm studying English at home.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Dilleri incelemek inanılmazdır.
- Studying languages is incredible.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
- If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.
- A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
- My brother went to the United States to study law.
Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.
- I want to study abroad next year.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çalışma odasında bir sürü kitap var.
- There are plenty of books in his study.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
- My father converted a garage into a study.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Almanya'da öğrenim görmek istiyor musun?
- Do you want to study in Germany?
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... And so the area that I was studying ...
... They say, oh, the reason I'm studying math and science is ...