Yıldırım kuleyi vurdu.
- Lightning struck the tower.
Saat onu vurduğunda, o ev ödevini henüz bitirmişti.
- He had just finished his homework when the clock struck ten.
Tom yumruğu ile duvara vurdu.
- Tom struck the wall with his fist.
Yıldırım kuleyi vurdu.
- Lightning struck the tower.
Bir kelime ile gelen bir darbe, bir kılıçla gelenbir darbeden daha derin vurur.
- A blow with a word strikes deeper than a blow with a sword.
Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.
- The strike affected the nation's economy.
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Tom bir felçten ölmüş olmalı.
- Tom must've died of a stroke.
Ben daha önce felç oldum.
- I have had a stroke before.
SSCB sadece son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
- The USSR will only use air strikes in the country as a last resort.
ABD yalnızca son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
- The USA will only use air strikes in the country as a last resort.
Öyleyse aşk nedir? İnsanları herhangi bir yaşta çarpabilen bir hastalıktır.
- Then what is love? A disease which can strike people at any age.
Meteor çarpmalarını önlemek için bir şeyler yapmak zorundayız.
- We have to do something to prevent meteor strikes from happening.
Meteor çarpmalarını önlemek için bir şeyler yapmak zorundayız.
- We have to do something to prevent meteor strikes from happening.
Başka gezegenlere gitmezsek, tek bir meteor çarpması hepimizi öldürebilir.
- If we don't travel to other planets, a single meteor strike could kill us all.
2-stroke motorcycle engine.
Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.
- I have a good mind to strike you for being so rude.
Başka gezegenlere gitmezsek, tek bir meteor çarpması hepimizi öldürebilir.
- If we don't travel to other planets, a single meteor strike could kill us all.
Meteorun çarpması sadece bir zaman meselesi.
- It's only a matter of time before the meteor strikes.
Aslan bir darbede avını sona erdirdi.
- The lion put an end to his prey with one stroke.
Tom bir sıcak çarpması geçirdi.
- Tom had a heat stroke.
The doctor was struck off for professional misconduct.
For many years, the name of the Thracian slave Spartacus struck fear into the
hearts of the Roman people.
The star-struck tone of the text suggests that the author is giving us an exclusive peek into the secret lives of the justices (Richard A. Epstein).
The workers struck for a week before the new contract went through.
Golf has always struck me as a waste of time.
The clock struck one.
Please strike the last sentence.
... And I'm just struck by the balance in the book between a ...