Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler.
- The pupils listened eagerly during his speech.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Oraya gitmeye çok hevesli.
- He is very eager to go there.
Mavi gömleği denemek için hevesliydi.
- He was eager to try on the blue shirt.
Tom katılmak için sabırsız gibi görünüyor.
- Tom seems eager to participate.
Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.
- Tom was eager to see Mary.