strolling, striding

listen to the pronunciation of strolling, striding
Английский Язык - Турецкий язык

Определение strolling, striding в Английский Язык Турецкий язык словарь

walking
{s} yürüyen

Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever. - Tom likes to observe the people walking by.

Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür. - Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.

walking
{i} yürüyüş

Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir. - Walking is a healthy form of exercise.

Dün, parktaki yürüyüşten evime giderken bir sağanağa yakalandım. - Yesterday I was caught in a shower on my way home from walking in the park.

walking
{i} yürüme

O yalnız yürümeyi sever. - She likes walking alone.

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir. - The school is within walking distance of my house.

walking
{f} yürü

İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika. - Walking from the station to the house takes only five minutes.

Yürümek iyi egzersizdir. - Walking is good exercise.

walking
canlı
walking
ayaklı

O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir. - He's what they call a walking encyclopedia.

Engin bilgi sahibi bir adam o; diğer bir ifadeyle ayaklı sözlük gibi. - He is a man of great knowledge, that is to say, a walking dictionary.

walking
walking legs yürüyebilme
walking
walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse
walking
{i} gezme, yürüme
walking
canlı sözlük
walking
walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyenwalking delegate sendika temsilcisi
walking
{i} yürüyüş (tarzı)
Английский Язык - Английский Язык
{i} walking
strolling, striding
Избранное