İnsanlar yoksulluğa karşı mücadele etti.
- People struggled against poverty.
Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
- The lion struggled to get out of his cage.
Tom ve Mary sonunda kavuşabilmek için savaştılar.
- Tom and Mary struggled to make ends meet.
Bir savaş işareti yok.
- There's no sign of a struggle.
O kalkmak için çabaladı.
- She struggled to get up.
Tom geçimini yapmak için çabaladı.
- Tom struggled to make ends meet.