Tom çok stresli bir işi var.
- Tom has a very stressful job.
Bu gerçekten stresli.
- It's really stressful.
Ben konuyu vurguladım.
- I stressed the point.
Vladimir Putin vurguladı, ancak bugün başka bir durumdur.
- However, stressed Vladimir Putin, today is another situation.
Esperanto'da sondan bir önceki hece vurguludur.
- In Esperanto, the penultimate syllable is stressed.