streiterei

listen to the pronunciation of streiterei
Английский Язык - Турецкий язык

Определение streiterei в Английский Язык Турецкий язык словарь

bike
{f} bisiklete binmek

Eğer yağmur başlarsa biz bisiklete binmekten vazgeçmek zorunda kalacağız. - If it starts raining we'll have to give up on our bike ride.

Tom bir bisiklete binmek için gitti. - Tom went for a bike ride.

bike
bisiklet

Bisikletimi çaldın ve şimdi ben senin ağzını burnunu dağıtacağım. - You stole my bike, and now I'm going to break your face.

Onun bisikleti benimkinden daha iyidir. - His bike is better than mine.

fight
{i} uğraşma
bike
i., k.dili. bisiklet
bike
dili bisiklet
bike
bisiklet,v.bisiklete bin: n.bisiklet
bike
{f} bisiklete bin

Frenleri olmayan bir bisiklete binmek yapılacak oldukça aptalca bir şey. - Riding a bike that doesn't have brakes is a pretty stupid thing to do.

Beş yaşında olduğun için bisiklete binme. - Don't ride a bike because you are five years old.

fight
döğüşmek

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

Sizinle döğüşmekten usandım. - I'm tired of fighting with you.

bike
bisikletle gezmek
fight
uğraş
fight
boğuşmak
bike
{i} motosiklet

Mary'nin motosikletini çalan Tom'du. - It was Tom who stole Mary's bike.

Motosikletim seninki gibi bir şey değil. - My bike is nothing like yours.

bike
{f} motosiklete binmek
fight
{f} (fought)
Немецкий Язык - Английский Язык
fight
minor quarrel
row
run-in (with somebody / over/about something)
scrap
squabble
quarrel
tangle
bike
argument