Garip bir şekilde, öğrencilerin sayısı her yıl azalıyor.
- Strangely, the number of students is decreasing each year.
Evin garip bir şekilde sakin görünüyordu.
- The house seemed strangely quiet.
Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.
- You are looking at me strangely.
Burası garip biçimde sessiz.
- It's strangely quiet here.
Araba garip biçimde hareket ediyor.
- The car has been acting strangely.
O tuhaf biçimde davranmaya başladı.
- She has started acting strangely.
Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.
- You are looking at me strangely.
Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
- Private detectives were hired to look into the strange case.
Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.
- It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.
O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
- It likes strange animals, like snakes.
O bana biraz garip geldi.
- It's a bit strange to me.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog barks at strangers.
İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar.
- People no longer consider it strange for men to let their hair grow long.
Bazen acayip bir adam olabiliyor.
- Sometimes he can be a strange guy.
Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
- His hobby is collecting strange butterflies.
He thought it strange that his girlfriend wore shorts in the winter.
She's probably sitting there hoping a couple of strange detectives will drop in.
A strange quark is electrically charged, carrying an amount -1/3, as does the down quark.