strange; unusual

listen to the pronunciation of strange; unusual
Английский Язык - Турецкий язык

Определение strange; unusual в Английский Язык Турецкий язык словарь

funny
komik

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı. - My son tried to become a teller of funny stories.

funny
{s} eğlenceli

Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir. - Tom may not think this is funny.

Yaşam eğlenceli bir şey. - Life's a funny thing.

funny
{s} eğlendirici
funny
{s} zevkli
funny
{s} karanlık
funny
s eğlenceli
funny
{s} garip

Arabanın motorundan gelen garip bir koku var. - There's a funny smell coming from the engine of the car.

Onlar bana garip baktılar. - They looked at me funny.

funny
{s} sakat
funny
{s} komik, güldürücü, eğlendirici
funny
{s} şüpheli
funny
{s} gülünecek
funny
{s} tuhaf

O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim. - I've got a funny feeling about that guy.

Ben tuhaf bir gürültü duydum. - I heard a funny noise.

funny
{s} gülünç
funny
paskal
funny
antika
funny
acayip
Английский Язык - Английский Язык
funny
strange; unusual
Избранное