Burada çok katı kurallarımız var.
- We have very strict guidelines here.
Amerika'da insan haklarını korumak için katı yasalar vardır.
- America has strict laws to protect human rights.
Bu kesinlikle aramızdadır.
- This is strictly between us.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
- My interest in politics is strictly academic.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
- The teacher is strict with his students.
Tom öğrencilerine karşı yeterince otoriter değildir.
- Tom isn't strict enough with his students.