Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Winter is cold, but I like it.
Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Çok üşümüş hissetmiyorum.
- I don't feel too cold.
Tom'un elleri üşümüştü.
- Tom's hands were cold.
Sonunda nezlesi geçti.
- She has finally recovered from her cold.
Lütfen nezle olmayın!
- Please don't be cold!
Tom üşümekten hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like to be cold.
Yatmaya gitmeden önce üç tablet soğuk algınlığı ilacı aldım.
- I took three tablets of a cold medicine before going to bed.
Soğuk algınlığını atlatmalısın.
- You should recover from your cold.
Hava daha da soğumuş gibi görünüyor.
- It seems to have gotten colder.
Tom üşümediğini söyledi.
- Tom said he wasn't cold.
Üşümediğine emin misin?
- Are you sure you're not cold?