Herkes stoklarını satmaya çalıştı.
- Everyone tried to sell their stocks.
Enerji stokları karışıktı.
- Energy stocks were mixed.
O stok dışı, sana yeniden kullanma hakkı verebilirim.
- It's out of stock, but I can give you a rain check.
Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
Bill'in o şirkette hisse senedi var.
- Bill has stock in that company.
Tom kesinlikle hisse senedini nasıl alacağını biliyor.
- Tom certainly knows how to pick stocks.
Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
Herkes stoklarını satmaya çalıştı.
- Everyone tried to sell their stocks.
Şu an stoklarımız tükendi.
- We're out of stock now.
Şirketin hisse senedi fiyatı dün fırladı.
- The company's stock price jumped yesterday.
Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
- In September, 1929, stock prices stopped rising.
Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
Hem hisse senetlerinde hem de tahvillerde tasarrufların var mı?
- Do you have savings in both stocks and bonds?
stock sizes.
We have a stock of televisions on hand.
The store stocks all kinds of dried vegetables.
He gave me a stock answer.
Lay in a stock of wood for the winter season.
... I just thought, I can broke stocks. [ Laughter ] ...