Ona karşı duygularımız karışık.
- Our feelings towards him are mixed.
O, ona karışık sinyaller verdi.
- She gave him mixed signals.
Sen karma şirkette söylediklerin konusunda daha dikkatli olmalısın. Ben sadece senin şaka yaptığını biliyorum, ama herkes anlamayacaktır.
- You should be more careful about what you say in mixed company. I know you're just joking, but not everyone would understand.
Tom'un karmaşık duyguları vardı.
- Tom had mixed feelings.
Eski püskü bazı şeylerle karıştırdı.
- He is mixed up with something shabby.
Öğretmen bizim adlarımızı karıştırdı.
- The teacher mixed up our names.
Tamamen Asyalı gibi görünmesine rağmen Takahaşi'nin melez olduğunu duydum.
- Although Takahashi looks completely Asian, I've heard he's of mixed blood.
Mixed blood can surprisingly produce inherited properties which neither parent showed.