stehenbleibend

listen to the pronunciation of stehenbleibend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение stehenbleibend в Английский Язык Турецкий язык словарь

stopping
(Bilgisayar) durduruluyor
stopping
(Bilgisayar) duruyor

Neden Boston'da duruyoruz? - Why are we stopping in Boston?

Bu otobüs neden duruyor? - Why is this bus stopping?

stopping
diş dolgusu
stopping
tevakkuf
stopping
durma

Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı. - Far from stopping, the storm became much more intense.

Otobüs durmadan gitti. - The bus went by without stopping.

stopping
durarak
stopping
{i} dolgu
stopping
{i} kesilme
stopping
dolgu/duruş
stopping
{i} tıkama
stopping
{i} durdurma

Onları durdurmamızın hiçbir yolu yoktur. - We have no way of stopping them.

Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin? - How about stopping the car and taking a rest?

Немецкий Язык - Английский Язык
pulling up
stopping
pausing