Birçok Amerikalı altın standartı istedi.
- Many Americans wanted a gold standard.
Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
- The quality of higher education must answer to the highest international standards.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Güzellik için tek bir ölçüt yoktur.
- There is no one standard for beauty.