Kahve yerine çay içmek istiyorum.
- Ich hätte gerne Tee statt Kaffee.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Onun yerine, erkek kardeşim tutuklandı.
- Instead of him, my brother was arrested.
Neden onun yerine ben dövülürüm?
- Why am I getting beaten up instead of him?
If you want to seduce this douche, then you'll have to start painting your nails red instead of chewing them.
- Wenn du diesen Deppen verführen willst, dann musst du anfangen, dir die Nägel rot zu lackieren, statt sie abzukauen.
I learned French instead of German.
- Ich habe Französisch statt Deutsch gelernt.