Yaşlandıkça daha inatçı oldu.
- As he grew older, he became more obstinate.
İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.
- He was too obstinate, but on the other hand he was reliable.
İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being obstinate?
Tom dik kafalı, değil mi?
- Tom is obstinate, isn't he?
Tom oldukça dik kafalı, değil mi?
- Tom is quite obstinate, isn't he?