O, merdivenden düştü.
- He fell down the stairs.
Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
- Tom ran down the stairs.
Basamaklardan düşüp başımı vurdum.
- I fell down the stairs and hit my head.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
- Tom ran down the stairs.
... okay what's going on here dad drove down the stairs and broke his back ...
... pay mines at a very good walking down the stairs man ...